23 Temmuz 2015 Perşembe

Yoros Kalesi...

Bazen dogdugun buyudugun sehirde bir turist gibi gezmek, yabanciymissin gibi pervasizca dolasmak ne iyi geliyor insana biliyor musunuz?Yapmak lazim arada ve muhakkak gitmeniz lazim Anadolu Kavagindaki Yoros Kalesi'ne...Ne mi var orda,Istanbul'da yasayanlarin en buyuk ihtiyaci,temiz hava:)







Sevgiyle kalin...

Kahve Bahane...

Benim kahve hallerimden:). Hergün höpürtede höpürtede içilir.E tabi içtikten sonra fincan kapatılır.Hemen soğusun diye fincanın üzerine yüzükler konulur.Yollara, nazarlara, kısmetlere, gördün mü bak orda sözerine inanılırmış gibi yapılır. Bu arada unutmamak lazım,iki çift lafın da beli kırılır.

Biri Kahvalti Mi Dedi;)

Uzun zamandir ycL ile gitmek istedigimiz bir kahvaltici vardi.Hazir bayram tatili de olmusken,aklimizda kalmasin midemiz de kalsin dedik ve gittik:)Nereye mi gittik,Karakoydeki Hasan Fehmi Ozsut'e...Ozellikle bal-kaymak ikilisinin cok begenildigi,Karakoy'deki tramvay istasyonunda inip arkanizi dondugunuzde gorebileceginiz,ulasimi kolay,sadece kahvalti degil gun icerisinde farkli yemekleri de yiyebileceginiz,luks restoranlardaki tuketim cilginligina karsi bence korumamiz gereken kucuk bir esnaf lokantasi...
Samimi davranmak gerekirse bal-kaymak konusunda efsane olan,simdilerde olmasa da,Besiktastaki Pando'yu kimse tutamaz.Ama tabiki de marketten aldiklarinizla karsilastirilamaz.Bence yolunuz duserse,sizin de aklinizda kalmasin;)
Sevgiler...